Ah be Özlem

1

Kahvemi içiyorum Özlem.. Her zamanki gibi Americano… Bu sefer yalnız. Muhtemelen bundan sonra da hep sensiz..
Ne kahveler içtik seninle. İlk başlarda değişik türleri de denemekle birlikte daha çok bana uyum sağlar, sen de americano içerdin. Son zamanlarda ise Türk kahvesini daha bir tercih eder oldun. Sigara ile daha iyi gidiyordu kanımca. Sigaralar arkası arkasına yakılırken ne muhabbetler döndü aramızda. Bazen de kızdık, bağırdık birbirimize. Ama hiç kırılmadık. Kırılacağımız noktada ise durdurduk birbirimizi. Bir bakış yetti buna..
Akıllı kadınlardık çünkü. Ya da öyle sanıyorduk…
< Güç veriyorduk birbirimize. Şanslı hissediyorduk bu yüzden. Birbirimizin eksik yönlerini tamamladığımızı düşünüyor, tanışmamız tesadüf olamaz diyorduk. Bunun için binlerce kere şükrediyorduk.

Bazen iş çıkışlarında buluşurduk: Senin sevdiğin o mekanda…Ben sevmezdim doğrusu …Bayağı bulurdum orayı. Ama sen istiyorsun diye sesimi de çıkarmazdım. Kocama nerede olduğumu dahi söyleyemez, ben kahvemi içerken senin iki birayla nasıl sarhoş olduğunu gördükçe üzülürdüm. Üzüldükçe senin yalnızlığını tekrar tekrar görür, birbirimizin yalnızlıklarımıza derman olduğumuza inanırdım. Her seferinde söz verirdim kendime, bir daha yalnızlık yok diye. Sonradan hatırladım elbette, ikimizin de kalabalıklar içindeki yalnız ve güçlü kadınlardan olduğumuzu…Doğamız böyleydi ve bir insan doğaya ne kadar karşı gelebilirdi?

Biz de gelemedik haliyle..
Ortak bir dünya yaratamadık. Sen kendi dünyanda yaşatmak istedin beni. Ve bende kendi dünyamda seni… Olmadı, olamadı. Boktan bir sebeple koptu bütün bağlar. Koptu kopmasına da, keşke acıtmadan koparabilseydik be Özlem…

Ne gerek vardı hakarete, O acıtan sözlere? Unutulmuyor be Özlem, denedim, inan ki olmuyor. Bu da benim egom olsun..

Bir itirafta bulunmak gerekirse, doğrusu büyük ölçüde rahatladım. Dedim ya, biz güçlü kadınlarız, özgürlüğümüzü hiçbir şey için feda etmeyiz, kontrol altına alınamayız. Hayat böyle çelişkilerle dolu işte.

Şunu da söylemeliyim: Seninle geçirdiğim günleri ve kazandırdıklarını hep minnetle hatırlayacağım. Kimsenin kirletmesine izin vermeyeceğim,senin bile…

Ah be Özlem.

  • Bitiyor bazen asla bitmeyecek sanılan dostluklar, anlaşılmaz bir biçimde. Hele kırk yaşından sonra yaprak dökümü hayatlarımız. Kan kaybediyoruz mütemadiyen ve ufalana ufalana tükeniyor dostluklar.

    Geçmişte insanlar daha mı vefalıydı? bilmem. Beklentileri mi azdı insanların. Annemlerin, babamların dostluk akrabalık ilişkilerini aklım almıyor benim. Yedikleri kazıklar bile vazgeçirmemiş onları dostluktan, akrabalıktan.

    Belkide diyprum hata bizim çağımızda. Bencillik çağı düşmüş bahtımıza. Herbirimiz yekdiğerinin kendi dünyamıza güzelleme sunmasını bekliyoruz. Daha az saygı duyuyoruz tercihlere daha az hoş görüyor daha az affediyoruz. Aslolan anlamak belki de. Her insanın yek diğerini anlama gayreti. Anlamasak ta anlayışlı olmak durumu belkide.

    Geçmiş olsun güzel insan son kaybedişin olsun. Güzel yazı olmuş. Kaleminize yüreğinize sağlık.

    Yanıtla
Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.