BÜTÜN MESELE…

0

 

İlerleyen aydınlığın içindeyim
Ellerim iştahlı, dünya güzel.
Gözlerim doyamıyor ağaçlara
Ağaçlar öyle ümitli, öyle yeşil.
Güneşli bir yol gidiyor dutlukların arkasından
Mapushane revirinde penceredeyim.
Duymuyorum ilaçların kokusunu,
Bir yerlerde karanfiller açmış olacak.
İşte böyle Laz İsmail,
mesele esir düşmekte değil,
teslim olmamakta bütün mesele!

Nazım HİKMET – 1948

İşte böyle…

Bazen ciltlerce kitapla anlatılamayacak kadar büyük düşünceler böyle bir kaç dize ile anlatılabilir.

Şairin ideolojisi, görüşü ve davası umurumda değil. Al bu şiiri istediğin ideolojiye, görüşe, davaya uyarla. Sağlamasını yap… Çünkü bu dizeler özünde sadece bir insanın…

Al bu dizeleri hayatının istediğin kısmına uyarla. Bir de oradan yap sağlamasını. Uymuyor mu? Uyuyor… Çünkü sen de sadece bir insansın.

İdeolojileri ve görüşleri bir yana bıraktıysak artık gelelim kelimelerin gücüne.

Tam da bahar gelirken böylesine ‘ümit var’ dizelere rastlamak ne müthiş…

İlerleyen aydınlığın içinde hissediyorsan kendini ve ellerin iştahlıysa çalışıp üretmeye, dünyanın güzel bir yer olduğunu hissediyorsan…

Ümitli ve yeşil ağaçlara bakmaya doyamıyorsan…

Güneşli yolları görüyorsa gözün…

Nerede olduğunun önemi var mı? Belki evindesin, belki bağıra çağıra şikayet ettiğin işinde ya da neden orada olduğunu bilemediğin okulunda… Belki hastahanedesin. Belki hasta sensin ya da sevdiğin bir can…

Tüm bunlarla meşgulken alabilir misin bulunduğun ortamın kokusunu… Burnun ümitli yeşil ağaçların ya da dutlukların kokusunu alamaz mı?

Bir yerlerde karanfiller açmamış mıdır, güller, begonyalar, laleler, menekşeler…

Hafif bir yağmur sonrası bahar, toprak kokusu hediye etmiyor mudur birilerine…

Ne dersin?

Barış, sevgi, umut, aşk, neşe… Yok mudur bir yerlerde?

Bahar geliyor, bahar…

Nerede, nasıl olduğunun ne önemi var?

Esir düşen sadece bedenler midir? Asla… Neşen, enerjin, umudun ve hayallerin esir olamaz mı? Olur…

E öyleyse?

Ruhunu meşgul ettiklerinle esirsin sadece anla artık…

Ellerin iştahla işlesin, ruhun arasın güzellikleri, üret, öğren, sev, dene, yanıl, yeniden öğren bir daha dene…

Bırak Allah aşkına, şunun bunun lafını. Son nefesini verirken kendinle kalacağını hatırlat her Allah’ın günü kendine. Ne kaybedersin? Korkuyor musun? Ne haklısın… Herkes korkuyor ama kimse kaçamıyor ondan. Birilerinin başına geldi, şu anda birilerinin başına geliyor ve herkesin başına gelecek yegane gerçeğe sarıl.

Esir misin? Ne ala…

Ama bil ki;

Mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta bütün mesele…

 

 

 

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.