Varız Ama Aynı Zamanda Yokuz Da✨

0

Varız ama aynı zamanda yokuz da. Düşüncelere dalarak sürdürdüğümüz hayat içinde ne ve kim için var olduğunu düşündün mü hiç; Bir yaşam, bir insan, bir yaratıcı? Belki de bunların hiçbiri için var değilsin. Varlığını kabul etmelisin evvela. “Ben varım.” demek için ne yaptın hayatında ya da ne yapmalısın? Bir derdi çekmek, bir insanı sevmek hatta onun da ötesinde bir insana âşık olmak senin bu hayatta var olduğunu ispatlamaz mı?
Biz düşünen ve evrende anlaşılmayan insanlar belki de aşkı var olmak için bir bahane olarak düşündük. Oysa anladık ki bir aşk bizim varlığımızı ispatlamazmış. Büyük delilik sevmek/âşık olmak. Bu zamana kadar da bu deliliği savundum. Ne birine aşık olabilirdim ne de birini özleyebilirdim. Ne birinin bakışıyla günümü bahara çevirebilirdim ne de sıcaklığıyla ruhumu şenlendirebilirdim. Yine bir romandan alıntıyla bezeyelim bu cümlelerimizi;
“İnsan birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi bir şey oluyor.” Peki hakikaten öyle mi? -Öyle
Birini sevmeden önce hür olmanın dünyada bizlere bahşedilmiş en güzel armağan olduğunu savunuyoruz ve buna bütün ruhumuzla inanıyoruz. BÜTÜN RUHUMUZLA! Ne diye insan birini severek kendisini esarete mahkum etsin ki, diye başlıyor biz anlaşılmayan insanların iç sesleri konuşmaya. Ta ki kalp denilen o minik varlığın içine bir insan düşene kadar. Ne mi oluyor öyle olunca? Çölünde çiçek açıyor, bu yıla kadar tek mevsimin olan sonbaharın yerini ebedi ilkbahar alıyor. Daha farklı bakıyorsun hayata. Herhangi sıradan bir güne içinde taşıdığın koca bir aşkla uyanıyorsun. Kimse bilmiyor olsa da sen biliyorsun ki içinde kimseye diyemeyeceğin büyüklük ve değerde bir mücevher var. Gülebilirsin belki ey insan! Ama insan boş duvara dahi tebessümle bakıyor. Çünkü diyorsun ki onun da hakkı sevilmek. Nasıl ki ben bu yaşıma kadar beni gerçekten seven bir kalbin varlığına muhtaç olmuşsam duvarın da hakkı değil mi sevilmek? “Duvarların dili olsa da konuşsa” klişesi artık hakiki bir hal almıştır.Duvarlar dile gelmiştir. Tüm suretlerde aynı yüzü görmek büyük delilik-mi artık acaba?- Düşünsenize evrende var olan her şeye kalbinizdeki manayla, kişiyle bakıyorsunuz. Bundan güzel bir şey olabilir mi ve artık bundan daha acı veren şey olabilir mi? Bazen diyorum ki “Bu deliliği hiç tatmasaydım acaba daha mı iyi olurdum?” Nasıl sürecek bundan sonraki hayatım, nasıl uyanacağım günlere? Ya günler…Onlar benim için aydın olacak mı? Yine bitmeyen sualler ardımda 21 yılı ardımda taşıyarak 22’ye doğru yol alıyorum. Uzaktan sevmek ve ebediyen aynı kişiyi kalbinde taşıyacak olmanın mağrur deliliğini tatmaktayım. Tek ümidim yazdıklarımın kalbimdeki kişinin gözüne değmesi. Bundan sonra artık yazmak benim ilacımdır. Allah başka dert vermesin. Zira bu derdim yaşadığım tüm dertlerden üstün.
Bu yazıdan sonra ardıma iliştireceğim bir şarkı sözü de şudur:
“Her aşk incelip incelip vadesi dolunca kopuyor
Bitince bile bir nergis kadar güzel kokuyor.”
T. IŞIKLI, Nergis

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.