kabullenebilmenin huzuru

5

modern çağın insanı kendisinden farklı bulduğunu ötekileştirmeye, dışlamaya çok müsait bir kıvamda. hatta bunlar onlar için o kadar olağan bir durum haline gelmiş ki bunu yaparken kendilerine dönüp bakma, sorgulama konusunda tenezzül dahi edememe noktasına ulaşmışlar. haliyle söz konusu durumdan herhangi bir rahatsızlık duymama durumu mevcut. eğer onlar gibi düşünmüyor, onlar gibi davranmıyor onlar gibi yazmıyorsanız bu bazıları için çok dışardanız demektir. Tebrizi’nin çok katıldığım ve sevdiğim bir yaklaşımını hatırlatmak isterim: ”Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.” buradan çıkarılması gereken çok doğru ve gerçek şeyler var. en başta bir arada huzur içinde yaşamamıza yardımcı olabilecek şeyler; birbirimizi farklılıklarımızla, kabullenebilecek, sevebilecek ve öyle de kucaklayabilecek şeyler. daha önce de bahsettiğim bir düşünceyi sizinle paylaşmak isterim: kalbini haset ve kibir gibi en kötü huylardan uzak tutarak temiz kalmasını başarmış birisinin; gerçekten kalbiyle bakabildiğine ve güzeli görebileceğine inanıyorum. daha açık bir ifadeyle: “önce kusur gören, kusurludur. çirkinliği dilinden düşürmemek de çirkinliğin bir türüdür.”  belki de güzelliklere odaklanmak yerine önce kusur aramaya yeltendiğimiz için bu durum yaşanıyor ve beraberinde birlikte daha sevgi dolu ve huzur içinde yaşamak konusunda güçlük çekiyoruz. haliyle insanlardan uzaklaşmak ve kabuğumuzda kendimize bir yer edinmeye çalışma isteği hasıl oluyor kafamızda. her şeye bir kılıf getirenlere, derinliği görmekten aciz gözlere ithafen: gevşekliğin samimiyet, derinliğin duygusallık, patavatsızlığın açık sözlülük, sessizliğin suçluluk olmadığını anladığınızda sizinle anlaşacağım demiştim. not: yaşadığımız sürece insan denen varlıktan ve kendimizden asla kaçamayacağız bu yüzden bir arada yaşamayı öğrenmek ve güzellikleri tüketmeden, hayatı kaçırmadan yaşamak dileğiyle.

  • Yanlış çağda doğmanın stresi içindeyiz ama dediğiniz gibi hayatı kaçırmadan yaşamak gerek

    Yanıtla
    • kesinlikle, sanırım o stres bizimle birlikte hep var olacak. lakin bununla baş edebileceğimize inanıyorum 🙂

      Yanıtla
  • Yüreğinize sağlık. Gerçekten düşüncelerimin kaleme dökülmüş halini gördüm. Ben mi tek böyle düşünüyorum derken yalnız değilmişim.
    İfadelerinizden dolayı çok beğendiğim için Bir kaç alıntı yaptım adınızı belirttim veya alıntı olduğunu belirttim hakkınızı helal edin olur mu.?

    Yanıtla
Leave a Comment to Sevim Yorum İptal Et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.