Akdeniz’in lacivert atlasından ısırıyorum.
Yıkandığım derin sularda
-bir zaman-
diş izlerimi bırakıyorum.
… / vakit çok geç artık / zamanı değil fal açmanın / üç vakte kadar / gelen bir aşkın / çoktan karışmıştır sırra ayak sesleri / kaybolan belirsiz bir zamanın /…
Kime inansam kendimden çalıyorum
biraz; kirlenmiş bir şehrin
denizine boyuyorum kendimi,
kime darlansam artık biraz.
… / çocuktum / gemiler konardı şehre / limanı seyrederdik /…
Şimdi zamanı geçmiş çocukluğumun
asma köprüsünden geliyorum,
sallanarak biraz.
Kim görse sarhoş sanıyor.
Oysa ben çocuğum daha
yaramaz biraz, oyalanırken
boşlukta olur olmaz.
… / kırılan her kum tanesi sesim / çöl yalnızlığına bürünüyor / suskunluğumun nedeni olmuyor / hiçbir şey / … / hiçbir şey duyup / her şeyi yazıyorum / satır aralarına hayatın / …
Düğümlendikçe, sulara
sığmayan bir hal alır ya insan.
Hani sustuğu kadar yaşayıp da
boğulur ya…
İşte,
bir ses daha değiyor şehre,
derin bir zifiri ezgiyle.
… / kulak kabartılıyorsa da / fosilleşmiş çığlıklara / sonsuzluğun izlerini süremiyor / hiçbir şey / …
Oysa masum bir yüzdü -zaman-
kıyısında olan biteni kendine
çekmeye çalışan.
Masum bir yüzdü oysa -zaman-
şimdi hayatı ağır aksak
yalnızlığa dolayan.
… / şimdi tenhasında zamanın / kaybolur en sessiz sözcükler / hiç’liğin izinde / yalnızlığa uğramadan / …
Uğur KALKAN
Düğümlendikçe, sulara
sığmayan bir hal alır ya insan.
Hani sustuğu kadar yaşayıp da
boğulur ya…
İşte,
bir ses daha değiyor şehre,
derin bir zifiri ezgiyle……çok güzel anlatılmış Yazarın yüreğine sağlık
teşekkürler..
Oysa masum bir yüzdü -zaman-
kıyısında olan biteni kendine
çekmeye çalışan.
Masum bir yüzdü oysa -zaman-
şimdi hayatı ağır aksak
yalnızlığa dolayan.
… / şimdi tenhasında zamanın / kaybolur en sessiz sözcükler / hiç’liğin izinde / yalnızlığa uğramadan /. …….ancak bu kadar anlatılabilir di