Yüzlerdeki ruhlar.

0

Yüzlerdeki ruhlar.

Sokakta gördüğünüz insanlar, yaşadığınız, dostum dediğiniz insanları ne kadar tanımaktayız.? Veya ne kadar onların iç alemlerine, ruhlarına dokunuyoruz.?

Yüzeysel kalan her şey bir gün solmaya mahkumdur. Ya en yakınlarınız? Onlara hakikaten yakın mısınız.? Yoksa sadece yakınınız olduğu için mi yakınsınız? Bunları sorabildiniz mi kendinize? Soruyorum her defasında kendime. Bu yüzeysel ilişkiler neden kurulur? Arkasında kendini duygusal olarak koruma altına almak var, bi nevî. Kendine ait bir alanı olmalı ya insanın. Kimsenin dokunamadığı. Sadece konfor alanı değil bu bahsettiğim. Kendine ait bir alan, ruhunun en derinlerinde bulunan, iç huzur, denilen. Kimsenin o huzuru bozmasına izin vermemesi gereken alan. Daha ince düşünürsek, dikkatli olmalı insan. O alan’a insanlar bir çok insanın dokunmasına müsade eder. Fakat bilmez ki; yaşadıklarımızdan, aldığımız darbelerin izlerini onarma merkezidir aynı zamanda. Her onarma hayatınızdan zaman çalar. Her yalan bir duygu hırsızlığıdır aslında. Olmamış olan olmuş gibi söylendiğinde, gösterildiğinde veya oynandığında. Hiç olmamış gibi yaşaması mümkün değil, insanın. Gün gelir o bastırılmış duygu dışa vurur. Ve çıkamaz hale gelebiliriz. Duyguyu yönetmek için duyguyu yaşamalıyız deniliyor. Psikolojide; Eğer duygunuzu bastırırsanız daha yoğun bir biçimde ortaya çıkar. Ve etkisinden çıkmak için kıymetli ve belki de kısa olan zamanınızı alır. Kastım; kime zaman ayırdığınıza, kiminle vakit geçirdiğinize önem verin. Buna değecek insanlar olmalı. Aksi halde çok güzel vakitler geçirebileceğimiz güzel insanlar’a vaktimiz kalmayabilir. Ve bu sizi, bizi daha fazla üzgün bir duruma iletir. Siz siz olun ve değmeyecek birini konfor alanınıza almayın. Herkes o güzelliği, nahifliği kaldıramaz. Anlamayanlar da ağırlıklı bir şekilde zihin kirliliği mevcuttur. Unutma anlaşılmaman; seni kendileri gibi zannetmelerinden dolayı, senin suçun değil.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.