değersiz miyiz, değer biz miyiz?

4

Bugün değer vermek, kendimizi hangi durumlarda ve neden değersiz hissettiğimiz üzerine biraz konuşmak istiyorum. Hayatta hemen hepimizin kendisini çok çaresiz hissettiği zor anları olmuştur. Bu zor anlar; en uzun en çaresiz geçen geceler, bazılarımız için dönüm noktası olmuştur. Kendisini bulunduğu durum içinden daha iyi versiyonuna dönüştürebilecek, kimi için ise tamamen hayal kırıklığı, güçsüzleşme, insanlardan uzaklaşmak isteme ve hayata karşı hırçınlaşmak olmuştur. Hepsi hepimizin başına gelebilecek olağan şeyler. Lakin hayatta ne olursa olsun, başımıza ne gelirse gelsin hiçbir şey ve hiç kimse bize sevilmeye değer, veyahutta değer verilecek kadar önemli birisi olmadığımızı düşündürecek noktaya getirmemelidir. Buna izin vermemek de bizim kendi elimizdedir. Bir şeye değer verdiğimiz ölçüde ona olan itina ve hassasiyetimiz de artar ve zamanla o şey bizim için büyük bir zaaf haline dönüşebilir. Onu öylesine korunaklı bir yere koyduğumuz için beklemediğimiz, bize zarar verici bir şey görmek de elbette incitici ve sarsıcı olur. Hak etmediğimizi düşündüğümüz için kendimizi suçlayabilir, düşüncelere boğabiliriz. Oysa gözden kaçırdığımız bir şey vardır, yaralarımızı ve zaaflarımızı gösterdiğimiz her insana bizi üzebilme haklarını kendi ellerimizle verdiğimiz. Kimseyi bizi zayıf noktamızdan tanıyacak ve günün birinde bunu bize karşı kullanacak kadar yakınımıza yaklaştırma fırsatını tanımamalıyız. Bu yüzden fazla yakınlığın getirdiği mesafeye, zarar görerek düşmeden önce kaliteli bir mesafeyi hayatımızın merkezine almalıyız. Yakın zaman içinde tam da bu konuyla ilgili muhteşem kayda değer bir şey okumuştum: “Eğer bir dış etken sizi üzerse, duyduğunuz acı o şeyin kendisinden değil, sizin ona verdiğiniz değerden geliyordur, onu da her an ortadan kaldırma gücünüz vardır.” Diyor Marcus Aurelius. Dünya verdiğim değer kadar var. Hayyam haklı; “Ben varım diye var dünya, ben yok; o da yok.” Ne kadar açık ve net öyle değil mi, durumun kişilerden ve yaşananlardan bağımsız kendi elimizde olduğu pekala aşikar. Bu yüzden insanın kendi değerini evvelâ kendisinin belirlemesi gerektiğine inanıyorum. Sevdiğimiz birisinden gördüğümüz değer bize güzel hissettirebilir, lakin görmediğimizde değersiz ve eksik hissettirmemelidir. Nefsimizi bir nesneye ya da insana bağlı şekilde yaşam sürmek önce bizi tüketir. Bazen öyle bir hal alır ki özgüvenimizi, kendimize olan özsaygımızı zedeler. Yine söylüyorum hayatta başımıza her şey gelebilir; çok büyük darbeler alabiliriz, sevdiklerimizden, en yakınımızdakılerden, dost sandıklarımızdan.. Lakin yaşanan olaylar karşısında ah vah etmek şöyle olsaydı böyle olurdu; keşkeler, belkiler hepsi beyhude bir çabadan ibarettir. Yalnızca bizi yorar, önümüze bakıp yol almamızı güçleştirir ve insanlarla olan ilişkilerimizi zedeler. Nasıl olması gerektiğini seni en iyi bilen ve hakkında hayırlısını sana zorluklarla beraber bir kolaylık getirerek gösteren Rabbinin var olduğunu hatırlayarak, durumu daha da zorlaştırmadan devam etmen gerekir. Bundan sonrasında önemli olan başımıza gelenlerden edindiğimiz tecrübelerle kalan ömrümüze daha kaliteli bir şekilde devam edebilmektir. Hani ismet özel diyor ya: ”insanca bir etkinlik olarak davranışlarımızın anlamı üzerinde bir açıklığa varmak zorundayız” tam da bunun üzerine yoğunlaştığımız bir hayat sürmeyi hedeflemek gerekiyor. Birinin bize değer vermediğini hissettiğimizde bu hayatımızı kötü etkiliyorsa, kendimizle yeteri kadar mutlu değilizdir. Mutluluk birileri bize kendimizi değerli hissettirdiğinde hayatımızda olacaksa yalnızlık da büyük korkumuz olur. Kendimizle memnun olursak diğerleri bizi eksiltmez. Bugün nefes aldığın, hala hayatta olan sevdiklerin yanında olduğu için şükret. Ve kalbini sana zarar verecek şeylerden, tüm fazlalıklardan arındırarak yeni başlangıçlara açıl. Hiçbir şeyi değiştirmek için geç değil. Çünkü değersiz değilsin, değer sensin.

Etiketler:
  • Şeyma,
    Düşüncelerin ve bunları ifade ediş şeklin müthiş. Aslında bildiğim ama kendime söylemeyi unuttuğum bir şeyi böylesine net okumak beni çok güzel hissettirdi. Teşekkür ederim.

    Yanıtla
Leave a Comment to Emirhan Yorum İptal Et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.